Bilindiği üzere; mükelleflerin nakden ve/veya mahsuben KDV İadesi Talepleri; 26/04/2014 tarih ve 28983 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış ve tek tebliğ haline getirilmiş olan (Güncellenmiş) Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği kapsamında yer alan hususlara göre yerine getirilmekte ve uygulamaya yön verilmektedir.
Mahsup; bir ödeme şekli olup, mükelleflerin iade talep dilekçesi ile talebi üzerine; mahsup istemine konu iade hakkı doğuran işlemlerin ve belgelerin eksiksiz ve tam olarak tekemmülü ile yerine getirilebilmektedir.
Yazımız kapsamında; mükelleflerin KDV İadesi Alacaklarının mahsubu ile mahsup taleplerindeki mevcut kısıtlama ile detaylara tebliğ ve özelgeler dikkate alınarak yer verilecektir.
Yasal Mevzuat
3065 Sayılı KDV Kanununun 8/2, 9/1 (kısmi tevkifat kapsamındaki hizmet ve teslimlerden), 11.,12.,13.,14.,15., 17/4-s, 29/2 Maddeleri ile Geçici Maddelerde yer alan bazı hizmet ve teslimlerden ötürü; mükelleflerin yüklenilen ve indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin nakden ve/veya mahsuben iadesi; kanunun 32 nci maddesi ile bu maddeye istinaden Maliye Bakanlığı’nca belirlenen usul esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı hüküm altına alınmıştır.
32 nci maddeye istinaden Maliye Bakanlığı’nca çıkarılan Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “IV/A-2.Mahsup Yoluyla İade” başlıklı bölümünün; “2.1.Genel Açıklama” alt başlıklı bölümünde;
“KDV iade alacağı mükellefin kendisinin veya ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların),
- Vergi dairelerince takip edilen amme alacaklarına,
- İthalat sırasında uygulanan vergilere,
- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim borçlarına, mahsuben iade edilebilir.
Mahsup talebi, iade hakkı doğuran işleme ilişkin ilgili bölümlerde belirtilen belgelerin tamamlanıp, KDVİRA sistemi tarafından üretilen “KDV İadesi Kontrol Raporu”nun geldiği tarihte olumsuzluk tespit edilmeyen tutarlar itibarıyla yerine getirilir. Olumsuzluk tespit edilen alımlara ilişkin KDV tutarlarının mahsuben iadesi ise olumsuzlukların giderilmesi kaydıyla yapılabilir.”
“2.1.1. Mahsup Edilebilecek Borçlar” alt başlıklı bölümünde ise;
“Mükellefler, KDV iade alacaklarını; kendilerinin, ortaklık payı ile orantılı olmak üzere adi, kollektif ve adi komandit şirketlerde ortakların (komandit şirketlerde sadece komandite ortakların) aşağıda belirtilen borçlarına mahsubunu talep edebilirler.
- a) Vergi Dairelerince Takip Edilen Amme Alacaklarına Mahsup
İade alacağının, vergi dairelerine olan bütün borçlara (Devlete ait olup vergi dairelerince takip edilen tüm amme alacaklarına) mahsubu suretiyle iadesi talep edilebilir. Vergi dairelerine olan borçlara mahsup talebi, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlandığı tarihi takip eden 10 gün içinde tamamlanır.
- b) İthalde Alınan Vergilere Mahsup
KDV iade alacağının ithalde alınan vergilere mahsubu için, ilgili gümrük idaresinden mükellefin vergi dairesine hitaben yazılan ve ithalde alınan vergiler ile varsa gecikme faizi, zam ve ceza tutarları ile ödemenin yapılacağı gümrük muhasebe birimi ve hesap numarasını belirten bir yazı alınır. Mahsup tutarını gösteren muhasebe işlem fişi talep tarihinden itibaren 10 gün içinde ilgili gümrük muhasebe birimine gönderilir. Herhangi bir nedenle mahsup yapılamaması halinde, gümrük muhasebe birimince düzenlenecek muhasebe işlem fişi ile mahsup edilemeyen tutar ilgili vergi dairesine iade edilir.”
- c) SGK Prim Borçlarına Mahsup
KDV iade alacağının, SGK’ya olan borçlara (sosyal sigorta primi, işsizlik sigortası primi ve idari para cezası borçları ile bunların ferilerine) mahsubu mümkündür. Bu talep, mükellefin SGK’dan alıp mahsup dilekçesine ekleyeceği, mahsubu talep edilecek prim borçlarını ve varsa gecikme zammı ve cezası tutarlarını gösteren belgeye göre değerlendirilir. Cari dönem borçlarına ilişkin mahsup taleplerinde söz konusu belge aranmaz.” açıklamaları yer almaktadır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri çerçevesinde; mahsup talep edilebilecek KDV İadesi Alacakları;
İade hakkı doğuran işlem türü, mahsuben iade imkânı, mahsuben iade sınırı ve tutarları, mahsuben iadede YMM Tasdik Raporu aranılıp-aranılmayacağı, Vergi İnceleme Raporu ile teminat hükümleri açısından konunun Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin ilgili bölümlerindeki açıklamaların, usul ve esasların da ayrıca dikkate alınması gerekmektedir.
Özelgeler Temelinde Mahsuba Konu Olan Kısıtlamalar
a-) Mükelleflerin ithalat işlemi sırasında hesaplanan Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu, Ek Mali Yükümlülüklere, Telafi Edici Vergi, Dampinge Karşı Vergi Borçlarına İlişkin Mahsup Talepleri
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları KDV–ÖTV Grup Müdürlüğü’nün 10.07.2019 tarih ve 39044742-010-E.374445 sayılı görüş yazısı kapsamında; “ … Gelir İdaresi Başkanlığından alınan yazıya istinaden … KKDF hakkında 6 Sıra No’lu Tebliğin 2/D maddesi uyarınca; kabul kredili, vadeli akreditif ve mal mukabili ödeme şekillerine göre yapılan ithalat işlemleri %6 oranında KKDF kesintisine tabi tutulmakta, peşin ödeme şekline göre yapılan ithalat işlemleri üzerinden ise fon kesintisi yapılmamaktadır. Bu kapsamda KKDF mevzuatının Merkez Bankasınca ihdas edildiği zamanlardan günümüze kadar, KKDF temelde para politikası aracı olarak değerlendirilmiş ve uygulanmıştır. Dolayısı ile KKDF ithalattan alınan vergi veya mali yük olmaktan ziyade kredili işlemlerden alınan bir fon olarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede KDV İadesi Alacağının, ithalatta ek mali yükümlülük şeklinde uygulanan, gümrük vergisi borcuna mahsubu mümkün bulunmakta olup, Başkanlığımızca ithalde alınan vergiler kapsamında değerlendirilmeyen KKDF borcuna mahsubu ise mümkün değildir.” şeklinde bilgi verilmiştir.
Yine benzer şekilde; Gelir İdaresi Başkanlığı’nın 28.12.2017 tarih ve 160967 sayılı ve 21.10.2019 tarih ve 145801 sayılı yazıları esas alınarak; İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları KDV – ÖTV Grup Müdürlüğü’nün 30.10.2019 tarih ve 39044742-010-E.607510 sayılı görüş yazısı kapsamında; “…mükellefin KDV iadesi alacaklarından; mal ithalatı sırasında ödeyeceği telefi edici vergi ve gecikme faizi ödemeleri ile dampinge karşı vergi borçlarına mahsup (ithalat sırasında uygulanan vergi kapsamında değerlendirildiğinden) talep edilebilecekleri…” şeklinde bilgi verilmiştir.
b-) Tasfiye İşletme Müdürlüğünden ihale yoluyla satın alınan eşyaya ait ödenecek bedelin KDV iade alacağından mahsup talebi
Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV ve Diğer Vergiler Grup Müdürlüğü’nün 15.11.2017 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-130[KDV5/I.112016.50]-450370 sayılı Özelge Cevabında
“…bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, KDV Kanununun 11/1-a maddesinde hüküm altına alınan ihracat istisnasından doğan KDV iade alacağınızın, Şirketinizin Tasfiye İşletme Müdürlüğünden satın aldığı malların satış bedeline mahsup edilmesi mümkün bulunmamaktadır.” şeklinde özelge cevaplandırılmıştır.
c-) Mükelleflerin ve/veya Ortaklarının Bağ-Kur Prim Borçlarına Mahsup Talepleri
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Mükellef Hizmetleri KDV Grup Müdürlüğü’nün 02.09.2013 tarih ve 39044742-KDV.9-1398 sayılı özelge cevabında; “…özelge talep formunuzda; servis taşımacılığı işiyle iştigal ettiğiniz belirtilerek kısmi tevkifat uygulamasından kaynaklanan katma değer vergisi (KDV) iade alacaklarınızın Bağ-Kur prim borçlarınıza mahsup edilip edilemeyeceği hususunda bilgi istenilmektedir.
5502 sayılı Kanunun 34 üncü maddesinde; sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası prim gelirleri, idarî para cezaları, gecikme cezaları, gecikme zamları ve katılım payları Sosyal Güvenlik Kurumunun gelirleri arasında sayılmıştır.
31.05.2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde, hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar; (b) bendinde, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticari kazancı nedeniyle gerçek veya basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından, sigortalı kabul edilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesinde; prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsubu suretiyle de ödenebileceği hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Kanunun 88 inci maddesi ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğine dayanılarak 01.09.2012 tarihli ve 28398 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan İşveren Uygulama Tebliğinin “6. Prim Borçlarının Katma Değer Vergisi İade Alacağından Mahsup Suretiyle Ödenmesi” başlıklı bölümünde; “Prim borçlarının katma değer vergisi iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesinin talep edilmesi durumunda, primin en geç ödenmesi gereken yasal süre; Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalı çalıştıran işverenlerden; sigortalılara ait ücretleri her ayın 1’i ila sonu arasına ilişkin olarak ödeyen işverenler yönünden, primin ilişkin olduğu ayı takip eden ayın sonu (vade) yerine, vadeyi izleyen onbeşinci, sigortalılara ait ücretlerin her ayın 15’inden, ertesi ayın 14’üne kadarki döneme ilişkin olarak ödendiği işverenler yönünden ise, primin ilişkin olduğu dönemi takip eden dönemin sonu (vade) yerine, vadeyi takip eden onbeşinci gün olacaktır.” açıklamaları yapılmıştır.
Buna göre, 5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine tabi sigortalı çalıştıran işverenlerin prim borçlarının düzenleme kapsamında KDV iade alacaklarından mahsubu öngörülmüş olup Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalılardan kaynaklanan sigorta primlerinin bu çerçevede KDV iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesine imkan bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, özelge talep formunuzda belirttiğiniz Bağ-Kur prim borçlarınızın KDV iade alacaklarınızdan mahsubu suretiyle ödenmesi mümkün bulunmamaktadır.” şeklinde cevap verilmiştir.
Yine benzer şekilde; Isparta Valiliği Defterdarlık Gelir Müdürlüğü’nün 06/04/2015 tarih ve 25947440-130-7 sayılı özelge cevabında “… özelge talep formunuzda; ihraç kaydıyla mal satışından dolayı KDV iade alacağınız bulunduğu, ticari faaliyetiniz çerçevesinde, gül alımı yaptığınız mükelleflerin ürün bedellerinden 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve ilgili diğer mevzuat hükümleri çerçevesinde prim borcu (5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin b bendinin 4 no.lu alt bendinde yer alan “Tarımsal Faaliyette Bulunanlar”a ait bağ-kur prim borcu) tevkifatı yapıp bunu SGK’na ödediğiniz, tarımsal faaliyette bulunanların prim borçlarının ödenmesi için sattıkları tarımsal ürün bedellerinden yaptığınız söz konusu tevkifattan dolayı SGK’na olan borcunuzun KDV iade alacağınız ile mahsuben ödenip ödenemeyeceği hususunda Defterdarlığımız görüşü talep edilmektedir.
5510 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin b bendinin 4 no.lu alt bendinde yer alan “Tarımsal Faaliyette Bulunanlar”a ait bağ-kur prim borcu tevkifatından kaynaklanan sigorta primlerinin bu çerçevede KDV iade alacağından mahsup suretiyle ödenmesine imkan bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, özelge talep formunuzda belirttiğiniz Bağ-Kur prim borçlarınızın KDV iade alacaklarınızdan mahsubu suretiyle ödenmesi mümkün bulunmamaktadır.” şeklinde özelge cevaplandırılmıştır.
d-) Şirketin KDV İade Alacağının ortağı olunan iş ve adi ortaklığının vergi borçlarına mahsubu
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları KDV-ÖTV Grup Müdürlüğü’nün 09.10.2019 tarih ve 39044742-130[Özelge]-E.843494 sayılı özelge cevabında; “…ilgide kayıtlı özelge talep formunda, KDV iade alacağının ortağı olduğunuz iş ve adi ortaklığın vergi borçlarına mahsubunun talep edilip edilemeyeceği hususunda Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.. Buna göre, ortağı olduğunuz iş ve adi ortaklığın vergi borçlarına mahsubu mümkün bulunmamaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergi dairesine iş ortaklığı olarak mükellefiyet tesis ettiren işletmelerin, diğer kurumlar vergisi mükelleflerinde olduğu gibi ortaklarının vergi ve sigorta prim borçlarına mahsup yapılması mümkün bulunmamaktadır.
Ancak, KDV iade alacağının nakden iade edilebilir aşamaya gelmesi durumunda, nakden iade alacağının ortağı olduğunuz iş ve adi ortaklığın vergi borçlarına mahsuben iadesi alacağın açık bir şekilde kime temlik edildiğini içeren noter tarafından onaylanmış alacağın temliki sözleşmesinin varlığı halinde mümkün olacaktır.” denilmiştir.
e-) Vergi Dairesine Olan ÖTV Borçları ile İthalde Ödenmesi Gereken ÖTV’ye Mahsubu:
22/06/2017 tarihi itibariyle yürürlüğe giren ve bu tarih itibariyle henüz sonuçlandırılmamış KDV iade taleplerine de uygulanmak üzere; 13 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile KDV İadesi Alacaklarının ÖTV Borçlarına Mahsup Talepleri mükelleflerin taleplerine bakılmaksızın ancak Vergi İnceleme Raporu Sonucuna göre yerine getirilebilmektedir. Talep edilen iade miktarının tamamı için (İTUS sertifikası sahibi mükellefler de dahil) teminat verilmesi halinde mükellefin iade talebi yerine getirilir ve teminat vergi inceleme raporu sonucuna göre çözülür. Mahsup işlemi, vergi inceleme raporunun vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarih itibariyle; rapor sonucuna göre yerine getirilir.
Söz konusu bu kısıtlama; 15 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile “Özel tüketim vergisine tabi olan malların indirimli oran uygulanmak suretiyle tesliminden kaynaklanan KDV iade alacağının, bu mallara ilişkin ÖTV borçlarına mahsuben iadesi hariç” ibaresi getirilerek, kısmi olarak esnetilmiştir. Yani ÖTV mükellefleri tarafından; ÖTV’ye tabii olan ve İndirimli Orana Tabii teslimler sonucunda oluşan İndirimli Orandan kaynaklanan KDV İadelerinden, sadece bu mallar için ödenecek ÖTV’ye yapılacak mahsup taleplerinde vergi inceleme raporu aranmayacaktır. Örnek olarak; %8 oranında KDV’ye tabi, 4760 Sayılı ÖTV Kanunu’nun III Sayılı listesinde yer alan ve %10 oranında ÖTV’ye tabi olan meyve suyu, üzüm şırası, meyveli gazoz, sade gazoz gibi veya % 8 oranında KDV’ye tabi, 4760 Sayılı ÖTV Kanunu’nun IV Sayılı listesinde yer alan ve %20 oranında ÖTV’ye tabi olan havyar ve havyar yerine kullanılan ürünleri; üretip satan ve ÖTV mükellefiyeti olan bir mükellef bu satışlardan kaynaklanan KDV İadesini; bu mallar için ödenecek ÖTV’ye mahsup talepleri vergi inceleme raporu aranmaksızın yerine getirilebilecektir.
f-) KDV İade Alacaklarının Mahsup Yolu ile Geçici Vergi Borçlarına Mahsubu
Yukarıda da ifade edildiği üzere; Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin “IV/A-2.1.1./a bölümüne istinaden; mükelleflerin KDV İadesi Alacaklarının tahakkuk eden Geçici Vergilere mahsup taleplerinin yerine getirilmesi mümkündür.
Ancak 262 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliği’nin 3’üncü bölümünde:“Katma değer vergisi iade alacağının geçici vergi borçlarına mahsup edilmesi ve mahsup yoluyla ödenmiş bu geçici verginin de yıllık gelir/kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisine mahsubundan sonra kalan tutarın nakden iadesinin talep edilmesi durumunda, söz konusu iade taleplerinin asıl kaynağının katma değer vergisi alacağı olması nedeniyle bu tür iade talepleri, nakden iade şartları ile iade usul ve esaslarının belirlendiği Katma Değer Vergisi Genel Tebliğleri çerçevesinde yerine getirilecektir.” denilmiştir.
KDV İadesi Alacaklarından Geçici Vergiye mahsup işlemlerinin yapılmasından sonra; mahsup yolu ile ödenmiş geçici verginin, yıllık gelir/kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisine mahsubundan sonra kalan bakiye İadesi Gereken Geçici Vergi Alacağı’nın tekrar vergi borçlarına mahsuben iade talep edilmesi halinde bu kısıtlama uygulanmayacaktır. 252 Seri No.lu Gelir Vergisi Tebliğine göre mahsup talepleri yerine getirilecektir. Aynı şekilde; KDV İadesi Alacaklarından Geçici Vergiye mahsup işlemlerinin yapılmasından sonra; mahsup yolu ile ödenmiş geçici verginin, yıllık gelir/kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisine mahsubundan sonra kalan İade Edilmesi Gereken Geçici Vergi Alacağı’nın; Sosyal Güvenlik Kurumuna olan borçlara mahsubu; (6183 Sayılı Kanunun 23 ncü maddesi ve Tahsilat Genel Tebliği’ne eklenen VI. Tahsil Edilen Amme Alacaklarından Yapılacak Reddiyat Sebebiyle Mahsuplar” bölümü ile amme alacağının korunmasına öncelik verildiğinden) mümkündür. (Antalya Vergi Dairesi Başkanlığı Gelir Kanunları Grup Müdürlüğü’nün 09.07.2019 tarih ve 49327596-125.32[KVK.2019.ÖZ.33]-E.125694 Sayılı Özelgesi)
262 Seri No.lu Gelir Vergisi Tebliğine göre; KDV İadesi Alacaklarından Geçici Vergiye mahsup işlemlerinin yapılmasından sonra; mahsup yolu ile ödenmiş geçici verginin, yıllık gelir/kurumlar vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanan gelir/kurumlar vergisine mahsubundan sonra İadesi Gereken Geçici Vergi Alacağı’nın nakit iade talebine konu edilmesi halinde (asıl kaynağının KDV alacağı olması nedeniyle) mevcut kısıtlama geçerli olacak ve bu kısıtlamaya istinaden; KDV Genel Uygulama Tebliğinin iade işlem türleri ile NAKİT İADE bölümlerinde yer alan açıklama, usul ve şartlara göre nakit iade talepleri yerine getirilecektir.
g-) KDV İade Alacaklarının; (%51) veya daha fazla hissesi kamuya ait kuruluşlardan temin edilen elektrik ve doğalgaz borçları ile organize sanayi bölgelerinden temin edilen elektrik, su, doğalgaz, internet hizmetleri, altyapı katılım payları ve aidatlara ilişkin borçlarına mahsubu
Mükellefler, yukarıda yer verilen mahsup taleplerini; ancak İndirimli Orana Tabi Teslim ve Hizmetleri sonucunda ortaya KDV İadesi alacaklarından (muaccel hale gelmiş vergi borcu olmaması şartı ile) mahsup edebilirler. Bu kapsamdaki 5.000,00.-TL’yi aşmayan aylık/yıllık mahsuben iade talepleri için; Vergi İnceleme Raporu, YMM Raporu ve Teminat aranmadan yerine getirilir. 5.000,00.-TL’yi aşan kısım için ise; Vergi İnceleme Raporu ve YMM Raporuna göre (teminat verilmesi halinde mahsup talebi yerine getirilir, teminat Vergi İnceleme Raporu ve YMM Raporuna göre çözülür.) mahsup talepleri yerine getirilebilir.
Faaliyetleri indirimli oranda KDV’ye tabi işlemlerden oluşan kollektif şirketler ile adi ortaklıklar adına ortaya çıkan KDV iade alacakları, söz konusu şirket ortaklarının yukarıda belirtilen borçlarına (muaccel hale gelmiş vergi borcu olmaması şartı ile) (elektrik ve doğalgaz borçları hariç) mahsup edilebilir. Ancak Kurumlar Vergisi Kanununa göre vergi dairesine iş ortaklığı olarak mükellefiyet tesis ettiren işletmelerin, diğer kurumlar vergisi mükelleflerinde olduğu gibi ortaklarının vergi ve sigorta prim borçlarına mahsup yapılması mümkün değildir.
ğ-) Mükelleflerin KDV İadesi Alacaklarının Temlik ve Haciz Edilmesi Durumu
Mükellefler; mahsuben iade taleplerine konu edecekleri KDV İade Alacaklarını 3.kişilere temlik edebilmeleri mümkün değildir. KDV İade Alacağının nakden iadeye ilişkin düzenlemeler uygulanmak ve alacağın nakden ödenecek aşamaya gelmesi halinde; üçüncü kişilere temlik ederek veya nakden ve/veya mahsuben ödenmesinin talep edilmesi halinde ancak yerine getirilebilecektir. Bu işlem için; 3. kişilere temlik vererek veya nakden/mahsuben iadesinin talep edilmesi halinde, alacağın üçüncü kişilere ödenmesine ilişkin talep, alacağın açık bir şekilde kime temlik edildiğini içeren noter tarafından onaylanmış/düzenlenmiş alacağın temliki sözleşmesine dayanılarak yapılabilir.
Mükelleflerin Vergi Dairelerine; haciz ihbarnameleri/haciz müzekkeresi (3.kişilerin alacaklarının tahsiline yönelik) gelmesi halinde; bu taleplerin yerine getirilmesi için; mükelleflerin iade alacaklarının nakden iade edilebilir bir aşamada olması ve haciz ihbarnamesi/haciz müzekkeresinin daireye geldiği tarihteki mevcut durumla sınırlı olarak işlem tesis edilebilecektir.
Aksi durumda; yani nakit aşamasına gelmeyen ve/veya getirilmemiş bir KDV iadesi alacağı için; İster İcra İflas Kanununun 78 nci maddesi kapsamında haciz müzekkeresi ile ister İcra İflas Kanununun 79 ncu maddesi kapsamında haciz ihbarnamesi ile gönderilmiş olsun; kesinleşmemiş iade alacağının haczi mümkün olmayacaktır. Bu durumda Vergi Daireleri yapılan haciz talepleri için “mükellefin herhangi bir hak ve alacağı olmadığı yönünde” ilgili yerlere 7 gün içinde bilgi verecektir.
Özetle mükelleflerin nakit aşamasına gelmeyen ve/veya getirilmemiş bir KDV iadesi alacağı için; [(haciz müzekkeresi (Haciz Yazı/İhbar/Bildiri) veya haciz ihbarnameleri gönderilse bile)] tahsilat yapılabilme şansı bulunmamaktadır.
Diğer Hususlar
KDV iade hakkı sahipleri, KDV iade alacaklarının mahsubundan sonra kalan kısmının nakden iadesini talep ederlerse; Tebliğin nakden iade taleplerinin yerine getirilmesine ilişkin bölümlerdeki açıklamalara göre işlemleri yapılacaktır. Bu şekilde yapılacak iadede, mahsup yoluyla iade edilen kısım, iade türüne göre tutar sınırının hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır. Ayrıca İTUS kapsamında teminat verilmesi halinde de mahsubu gerçekleşen kısım için hesaplamada dikkate alınmayacaktır.
Sonuç
KDV İadesi Alacaklarının mahsup taleplerinde; gerek firmaların ve gerek meslektaşlarımızın; yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri, özelgeler ile detayların dikkate alınarak işlem tesis ettirmelerinin faydalı olacağını düşünmekteyiz.